17 Eylül 2016 Cumartesi

BLW lesek de mi saklasak?

Koca bir bayramı daha geride bıraktık. Tarık Akan' ı ışıklara uğurladık. Tatilköylerine, memleketlere gittik ve sonunda kürkçü dükkanına döndük. Nirvilyo ile bu bayramda da tabi ki evimizde oturmadık ve şarkıdaki gibi Adana' nın yolları gerçekten taştan mı bir bakalım dedik. Değilmiş.

Bu süreçte Nirvilyo 6 ayını doldurdu. Emeklemeye benzer hareketler yapmaya, değişik sesler çıkarmaya başladı. Tercihlerini daha net belli eder oldu. Başka birinin kucağındaysa, gel yapıp kollarımı açtığımda bana meyleder oldu. Doktor kontrolümüz bayrama takıldı ama yine de öncesinde kısa bir sağlık merkezi kontrolünden geçip yavaştan ek gıdaya başlamaya karar verdim.

Normal şartlarda olsaydı yoğurtla başlayacaktık ama malum kendisinin süt proteini alerjisi var. Ben de bu sebepten alternatif neler var bir bakındıııııım veeee BLW denen şeyi buldum.

Millet de neresinden ne uyduracağını şaşırdı, BLW de neymiş, eskiden BLW mi varmış, veriyorsun püreyi oluyor bitiyor demeden önce yine koşa koşa gidip bildiğim kadarıyla konu ile ilgili Türkçe' ye çevirilmiş tek kitap olan "O tabak bitecek - mi?" kitabını aldım ve bir heves okumaya başladım. Kitapta bebeler ve yemek savaşları o kadar değişik bir açıdan ele alınmıştı ki gerçekten bu konuya daha önce hiç bebeklerin açısından bakmadığımı farkettim. Okuduğum kelimesi kelimesine her bir cümle inanılmaz mantıklı geldi ve biz BLW yapmaya başladık.

Pek çok kaynakta bunun ne olduğunu bulabilirsiniz aslında ama kısaca açıklamak gerekirse BLW (Baby Led Weaning) bebenin kendi kendine yemesine izin vermeniz demek. Nasıl olacak, ya boğazına bir şey kaçarsa dediğinizi duyar gibiyim ama inanın BLW yaptığınızda bu ihtimal ağzına kaşığı sizin soktuğunuz zaman olma ihtimalinden az. Kitapta bunu detaylarıyla - ya da beni ikna etmeye yetecek kadar detayıyla- anlatılmış. Nitekim ilk gün hafif haşladığım havuçları elleriyle tutabileceği şekilde kesip önüne koydum. İçimden dualar eşliğinde oturdum ve müdahale etme isteğime zor dayanarak sadece izledim. Havuçları o kadar dikkatli bir şekilde ağzına sokup çiğniyordu ki, bu gibi korkularım ilk gün geçti. Eğer elindeki havuçtan yutabileceğinden büyük bir parça koparıyorsa da ağzında biraz çevirip hemen çıkarıyordu. Bu şekilde neredeyse iki haftadır devam ediyor. Hala yemek öncesi gerektikçe kendime şunları hatırlatıyorum:

- Bunlar sadece tanışma seansları. Yediği şeyden doyması gerekmiyor. Tadına bakması yeterli. (içimdeki "niye yemiyor bu çocuk" sesini susturmak için)
- Ek gıda adı üzerinde ek. Yani ana beslenmesi hala anne sütü ya da mama. (içimdeki "bunları yemezse aç mı kalır acaba?" sesini susturmak için)
- Dik oturduğu sürece hiç bir şey olmaz ve ben de onu sürekli çaktırmadan izliyorum ("ya boğazına kaçarsa" sesini susturmak için)
- Baksana ne kadar profesyonel takılıyor ("ya boğazına kaçarsa" sesini susturmak için)
- Boğazına bir şey kaçarsa bebelerin öğürme noktası yetişkinlerden önlem olsun diye öndeymiş, yani bir şey olursa öğürür. ("ya boğazına kaçarsa" sesini susturmak için)
- Boğazına kaçacak küçüklükte parçaları zaten gelişimi yeterli olmadığı için eline alamıyor. ("ya boğazına kaçarsa" sesini susturmak için)
- En kötü ihtimal Allah korusun ilk yardım uygulamak gerekirse nasıl yapılacağını biliyorum ("ya boğazına kaçarsa" sesini susturmak için)

Gün geçtikçe benim evhamlarım azalıyor, Nirvilyo' nunsa bu konudaki uzmanlığı artıyor. Zaten bu içimdeki sesler, kaşıkla besleseydim de aynı olacaktı büyük ihtimal.

Gelelim ben BLW' yi nasıl yapıyorum kısmına. Burası önemli çünkü pek çok kaynağa baktım ama hala uygulaması ile ilgili aklıma takılan şeyler vardı. Onu da gurmebebek.com' dan çıkardığım listeler ile hallettim. (üniversiteden beri böyle ders çalışmamıştım :/)

Ne mi yaptım:

Kendime bir liste çıkardım: 6. ayda yemesi uygun olan besinler listesi. Bir de hangi mevsimde ne yenir ona baktım. Bu listeye göre 3 gün kuralına uyarak yani 3 gün boyunca (herhangi bir alerjisi olursa fark edebilmek için) genelde günde bir kere sadece o besini veriyorum. Başka hiçbir şeyle karıştırmıyorum ve şeklini değiştirmiyorum. Sadece ısırabileceği kadar ama eline tutabileceği kıvamda haşlıyorum. Bu şekilde tadım günleri yaklaşık 8 aylık olana kadar devam edecek. Yani aksi bir durum olmazsa (doktorumuz da onaylarsa) 8-9 aya kadar kendisinden doyması gibi bir beklentim yok. Sonrasında her şeyi tadıp bitirdiğinde bunlardan ona uygun olarak karışık bir şeyler yapabileceğim. Sabah kendime yaptığım omletten verebileceğim ona örneğin.

Yeri gelmişken bir konuya da açıklık getirmek isterim zira sosyal medyada bu konu baya bir konuşuluyor. Asla asla püre yediren kötü, BLW yapan iyi gibi bir düşüncem, yorumum ya da imam yok. Her anne kendi çocuğu için en iyisini bilir. Ben bunu denemeyi seçtim, başkası başka bir yol seçer. Bu yazıyı yazmamın amacı; yeni annelere çeşitli seçenekler olduğunu, dolayısıyla seçme sanşları olduğunu söylemek. Aslına bakarsanız BLW' nin adından başka havalı bir tarafı da yok. Bu "felsefe" nin amacı bir süre sonra çocuğa siz ne yiyorsanız aynından kendi kendine yemeyi öğretmek. Yani ulaşılacak sonuç eninde sonunda aynı. Hangi yoldan gideceğiniz size kalmış. Neticede Herkesin hayatına kimse karışamaz :)


Sevgiler


29 Ağustos 2016 Pazartesi

Uyumak ya da Uyumamak! İşte Bütün Mesele Bu!

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba!

Yazmadığım süre zarfında pek çok şey oldu. Öncelikle alerji olayı için daha kapsamlı kontrollerden geçtik. Çocuk alerji uzmanımız da Nirvilyo' nun süt alerjisi olduğunu doğruladı ve yapmam gereken diyet daha da ciddi bir hal aldı. Önceden sadece peynir ve yoğurt gibi doğrudan süt ürünlerini kesmiştim. Artık ambalajlı hiçbir şey yemiyorum. Yemek zorunda kalırsam da etiketlerini iyice okuyorum. Sonucunda da Nirvilyo' nun kakası normale döndü (daha önceki yazılarımda kakasında kan olduğunu yazmıştım). Doktorumuz geçici bir durum olduğunu söylemekle birlikte, kesin olarak ne kadar süreceğini söyleyemiyor. O yüzden bir süre daha bu şekilde devam edeceğiz.

Bu kontrollerden sonra geçtiğimiz hafta, babamız yurtdışındayken biz de Nirvilyo ile fırsatı değerlendirdik ve kendimizi Bursa' ya attık. Yolculuğumuz pusetsiz, bebek arabasız olarak ve tren-otobüs şeklinde gerçekleşti. Nirvilyo' yu yol boyunca kanguru ile taşıdım. Tüm aktarmalar boyunca (otobüs-tren, tren-otobüs) hep tek başımaydım ve hem valizi hem de bebeğimi taşımak bir hayli zor oldu. Tüm bu seyahat boyunca, Bursa' da geçirdiğim 5 gün de dahil, Nirvilyo' yu hep üzerimde uyutmak zorunda kaldım. Malum yabancı yer ve tanımadığı insanlara bir de pusetsiz olmak ve başka yataklar da eklenince adeta koala gibiydik. Tabi bunun meyvesini de Ankara' ya döner dönmez aldım: yatağına uyutmak için koyduğum anda yaygarayı basan bir bebe! Aslında boynumda uyuması saniyeler sürüyordu ama asıl sorun yatağına koyduktan sonra başlıyordu. Çünkü uykusu her hafiflediğinde ağlayarak beni arıyordu. Bu öyle bir hal almıştı ki artık neredeyse on dakika da bir kalkar durumdaydık.

Yemedim içmedim, koştum hemen bir Tracy Hogg kitabı aldım. Zira #uykusuzanneler dahil internette pek çok yerde Tracy Hogg' un "yatır/kaldır" yöntemini artık hatmetmiştim ve bana daha fazlası gerekiyordu.

Kitabı okumayı bitirene kadar yatak odasına bir defter koydum ve yediği- uyuduğu ve uyandığı tüm saatleri oraya not almaya başladım. Bu şimdiye kadar yaptığım en akıllıca şeydi diyebilirim. Çünkü benim bir düzenimiz olmadığını düşündüğüm zamanlarda bile aslında bir rutini takip ediyormuşuz. Bunu bu kadar net görünce kendimi uyku ve beslenme saatlerine göre ayarlayarak bu durumu bir nevi kendi yararıma kullandım diyebiliriz. En azında ağladığında aç mı yoksa uykusu mu olduğunu bu çizelgeden bakarak anlamaya başladım.

Biraz da kitaptan bahsetmek gerekirse; kitabın dilini oldukça eğlenceli ve akıcı bulduğumu söyleyebilirim. Kitabı çeviren de iyi iş çıkarmış. Zevkle kısa sürede okudum. Beni hayal kırıklığına uğratan tek şey; kitapta bu yatır/kaldır yönteminin adının geçmemesi oldu. Tracy Hogg yöntemini yaşadığı hikayelerden yola çıkarak anlatmış. Oysa ben "şöyle şöyle yapacaksınız" gibisinden daha belirli yönlendirmeler ve açıklamalar bekliyordum. Kim bilir belki diğer kitapları o şekildedir. Onları da okuyunca yazarım.

Kitaptan edindiğim kısıtlı bilgiler ile internette okuduklarımı birleştirdim ve Nirvilyo üzerinde uygulamaya başladım. Şu anda "ay şekerim yatağına koyup gidiyorum, kendisi orada kendi kendine uyuyor" seviyesine henüz gelemesem de (ki ulaşmak istediğim yer tam olarak orası), bana olan bağımlılığı bir nebze azaldı sayılır. En azından artık yatağına koyduğumda morarana kadar ya da sesi, nefesi gidene kadar ağlamıyor. Pış pışlarla savuşturulan hafif vızıklamalar eşliğinde yatıyor yatağında. Bundan sonra nasıl devam edeceğim konusunda ise hiç bir fikrim yok. Bu öyle bir şey ki; her şeyi kararında yapmanız lazım. Yoksa o yaptığınız her neyse bu sefer ona bağımlılık geliştiriyor - şu anda benim pışpışlarıma olmaya başlayan şey gibi.

Buradan yeni doğan annelerine, hamilelere sesleniyorum: Sonunda kendinizi benim gibi koala modunda bulmak istemiyorsanız, kitapta dendiği gibi "sonrasında nasıl devam edecekseniz, en başından öyle başlayın".

Neyse ben koşa koşa Tracy teyzenin ikinci kitabını da okuyayım. Belki orada daha detaylı bilgi bulurum. Bu sürede siz de bebelerinizi nasıl uyuttuğunuzu benimle paylaşırsınız belki, olmaz mı?Olabilir.

Sevgiler








9 Ağustos 2016 Salı

İneklere Adanmış Bir Yazı

Herkese Merhaba,

Nirvilyo' ya hangi ek gıdalardan başlayayım, BLW mi yapayım, muhallebi mi vereyim araştırmalarına başlamışken, dün kakasında kan farkettim. Tabi ki soluğu doktorda aldık. Bebeklerle ilgili bulduğum her şeyi okuduğumdan aslında teşhisi tahmin etmiştim. Enfeksiyon testleri de negatif çıkınca durum neredeyse kesinleşmiş oldu: İnek sütü proteini alerjisi.

Doktorumuzun önerisiyle hemen yediğim tüm süt ürünlerini kestim ve bugün akşama doğru kakası normale dönmüştü. Bu da teşhisi destekleyen ikinci en önemli bulgu oldu.

Nirvilyo için, ağırlıklı olarak anne sütü aldığından, şu an için çok büyük bir değişiklik yok. Ama benim için durum aynı değil. Yiyebileceğim pek çok şey kısıtlandı. Çikolatadan sonra peynirle yaşayan biri olarak, peynirin yerine alternatif ne tüketebilirim gerçekten bilmiyorum. Sanırım İngilizler gibi kahvaltıda reçelli ekmek yiyeceğim. Olsun. Yeter ki kuzum iyi olsun.

Başından böyle bir şey geçen varsa, tecrübelerini paylaşırsa sevinirim.

Şöyle bir empati yapınca, sütünü tüketemediğimiz tüm ineklerden bu vesile ile özür diliyor ve bu yazımı tüm ineklere adıyorum.

Sevgiler.






6 Ağustos 2016 Cumartesi

Temiz Beslenme: Tarif 5

Buraya yazdığım her tarifi bizzat denedim ve verdiğim her tarifi ne kadar çok beğendiğimi söylüyorum. (Aslında pazalamacı olmalıymışım).

Bu tarifi de evde sık sık, içindeki malzemeleri değiştire değiştire yapıyorum. Özellikle her emzirme seansı sonrası karnı acıkanlar için, gerçekten çok güzel bir atıştırmalık. Günün her saati yeniyor ve asla bayatlamıyor.

Tarifin orijinali sevgili kuzenim Diyetisyen Zeynep Yalkı Serinsöz' e ait olup aşağıdaki gibi:

1 yumurta
1 yemek kaşığı sıvı yağ
4 yemek kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı tepeleme un
yarım paket vanilya
250 gr kavrulmamış fındık

Tüm bunları 180 derecede 13 dakika yağlı kağıt serdiğiniz tepside pişiriyorsunuz.

Bu ölçülerden fazla yapmak isterseniz ben tarifi aşağıdaki şekilde arttırdım:

1 yumurta
4 yemek kaşığı sıvı yağ
4 yemek kaşığı tepeleme un
1 paket vanilya
250 gr kavrulmamış fındık, badem, ceviz
Şeker yerine 4-5 yemek kaşığı keçiboynuzu pekmezi (toz şeker, ya da pekmez, bal vb. başka herhangi bir tatlandırıcı da olur)
(Evde hurma varsa hurmaları küçük küçük kesip koyduğunuzda da mükemmel oluyor.)

Bu şekilde 10-15 tane çıkıyor. Şekilleri buna benzeyecek:

Yine 180 derecede 13 dakika. Amman dikkat hemen yanıveriyor. İçeriğini yine istediğiniz gibi değiştirebilir, şeker miktarını isteğinize göre ayarlayabilirsiniz. Örneğin içine kakao koyarsanız kakaolu olur. Un yerine yulaf, tam buğday unu vs. de kullanabilirsiniz.

Haydi afiyet olsun.


3 Ağustos 2016 Çarşamba

Yaşasın Kadın Dayanışması

Pek Sevgili Romalılar,

Bugün size 66,4 kg olarak sesleniyorum. Bu hızla gidersem bir on yılda 55 kiloya düşerim herhalde. Ama hafta boyunca çok çeşitli badireler atlattım (Bakınız, eve en büyük boy Nutella getiren koca). Ama yılmadım, yıkılmadım. Ve o nutelladan bir çay kaşığı bile almadım. Mutluyum gururluyum.

Nirvilyo' nun da bu hafta çok büyük görevleri vardı. Öyle ki uykusunda bile bu görevlere çalıştı çabaladı veee sonunda o ayağı ağzına sokmayı başardı. (Hırslı olacak sanırım, anasına çekmiş). Şimdi 7/24 tespih böceği gibi hıh hıh sesleri ile iki büklüm olup bir sağa bir sola dönüp duruyor. Düz bırakıyorum, bir bakıyoruz ters kalkmış, ters bırakıyorum bir bakıyorum yüzüstü dönmüş. Dün eşimle başında bir saat izledik acaba bu hareketliliğin kaynağı ne diye. Bu fotoda böyle uyuduğuna bakmayın, zira ne zaman yatağına koysam adeta doping vermişim gibi depara kalkıyor cücük.

Ben bu hareketliliğin sebebini sorgularken, aklıma pek sevgili arkadaşım Ebru Dereli' nin benimle paylaştığı bir büyüme eğrisi geldi. Hemen açtım baktım, ve 19. haftada bu hareketliliğin sebebini anladım. Her şey aynı orada yazdığı gibiydi: uyumuyor, benden ayrılmak istemiyordu. Bu durumun geçici olduğunu anlayıp rahatladım. Zaten bugün de uyku sorunumuz ortadan kalktı. İsteyenler çizelgeye buradan ulaşabilir.

Süt probleminin de üstesinden geldik. Herkese desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Bu blog sayesinde kadın dayanışması neymiş yeniden hatırladım ve bu çok hoşuma gitti! Fesatlıklarımızı, düşmanlıklarımızı, bizi yolumuzdan alıkoyan hırslarımızı ve kıskançlıklarımızı bir kenara koyup birbirimize destek olsak, bilgilerimizi paylaşsak ve çocuklarımıza bu şekilde örnek olsak dünya ne güzel bir yer olurdu değil mi?

Sevgiler





31 Temmuz 2016 Pazar

Susam Sokağı Halay Ekibi

Eski patronum beni işten çıkarmasaydı, böyle el becerilerim olduğunu asla bilemezdim. Uzun zamandır evde hiç bu kadar vakit geçirmedim. Tamam, bebek insanın vaktinin çoğunu alıyor ama bir ikizler burcu olarak, akıl sağlığımı korumam için kendim için de bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Nitekim, gittim bu işsiz halimle bir yığın keçe aldım. Aradım taradım ve parmak kuklalar yapmaya karar verdim.

Bir iki deneme derken ortaya böyle bir şeyler çıktı:





Kuklalar tamam ama sahnesiz mi kalsınlar. Biraz daha internette araştırma ve ta-daaam! İşte sahnemiz:

      

Bir de bu amatör halimle üşenmedim, isme özel çanta işledim. 

Ve sonunda Susam Sokağı Halay Ekibim ellerinizden öper :))

29 Temmuz 2016 Cuma

Temiz Beslenme: Tarif 4

Baktım da şimdiye kadar hep tatlı tarifleri vermişim. E arada bir tuzlu olmasın mı? Olsun. Bu tarif de sevgili Halacığım Belma Ertürk' ten gelsin. İsmini her zamanki gibi ben uydurdum. Buyurunuz:


Kıtır Kurabiye


Gereken malzemeler

1 Yumurta
3 Yemek kaşığı yoğurt
2 Yemek kaşığı sıvı yağ
Yarım çay bardağı dereotu
1 Çay kaşığı tuz
Tulum peyniri
Kırık ceviz
2 Su bardağı yulaf ezmesi
Üzeri için çörek otu

Malzemelerimiz çörek otu ve yulaf hariç iyice karıştırıyoruz. Sonra yavaş yavaş yulafı ekleyip iyice karıştırıyoruz. Elinize yapışmayan köftesi bir kıvam alıyor. Her şey iyice karışınca yuvarlayıp yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye, oradan da hoop 180 derecede ısıttığımız fırına. Ve 25 dakikada kıtır kurabiyelerimiz hazır :)

Not: ben tulum peyniri yerine tel peynir rendeledim ve tadı nefis oldu. Afiyet olsun.

                       

28 Temmuz 2016 Perşembe

Z Raporu

Herkese Merhaba!

Kısmen yoğun bir hafta geçirdim, geçiriyorum.

Bu süt mevzusu baya bir enerjimi aldı. Ayrıca rahmetli Çiko kuşumuzdan sonra evimize gelen Cemşit de bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir fatiha okursunuz artık ikisine de. Öğrencilik yıllarımızda eşimin hediye ettiği iki tane kaplumbağayı ısınsınlar diye kaloriferin üzerine koyduğumdan beri kötüye çıkan adım, bu iki meftaa ile katmerlendi. (O zamanlar evim merkezi ısıtmalıydı, ve hayır kaplumbağalara bir şey olmadı! Hep bana haksızlık yaptılar.)
Dolayısıyla evcil hayvan konusunu Nirvilyo büyüyüp de annesine çekmediğine emin olduktan sonra açmak kaydıyla kapattık. (Merak edenler için rahmetli Çiko.)

Bu geçen sürede çeşitli işlere sardım. Sürprizi bozulmasın diye şu anda paylaşamıyorum ama cumartesiden sonra onu da paylaşacağım. Spoiler vermeyeyim, sürprizi kaçmasın :)

Sporu baya bir boşladım, utanarak itiraf ediyorum. Ama yine de en az haftada iki-üç yürüyüş yapmaya gayret ediyorum. Onun haricinde çikolata konusunda HALA temizim. :)

Oldukça ağır olsa da, diyet yapmadan 100gr -200gr bir şeyler veriyorum ve bu da beni mutlu ediyor. Sabah tartıldığımda 66,5 kiloydum. Nirvilyo 9 aylık olana kadar bu şekilde devam edeceğim.

Süt savaşlarında bu hafta sizlerden pek çok destek gördüm, çok teşekkür ederim. Uzman bir akrabamın da yönlendirmesiyle doktoru 6. ay bitmeden olmaz demesine rağmen, ek gıdaya başlamaya karar verdim. Yoğurt ve meyvelerle geçeceğiz bakalım yavaş yavaş. Ayrıca gece 12 beslenmesini iki gündür mama vererek deniyorum.

Daha önceden sözünü ettiğim Mami Power' ları 3 gündür içiyorum. Tadına baya alıştım. Süt üretimimde mucize yaratmıyor, ama faydasını gördüğümü söyleyebilirim. Bakalım, bir on beş gün içeceğim.

Haftalık raporlamamı da yaptıysam, bu gece rahat uyuyabilirim :)

Tarif mi? Bir sonraki postta.

Sevgiler.







25 Temmuz 2016 Pazartesi

Sütü Azalan Bir Annenin Dramı

Aç bu çocuk.

Çok aç ondan ağlıyor.

Aç. 

Aç olmasa bu kadar ağlamaz.

Ağlıyor arkadaş. 

Dişleri ağrıyor, ağlıyor. Uyumak istemiyor, ağlıyor. Daha yatağına gitmek için koridoru döndüm mü başlıyor ağlamaya. 
Anlıyor tabi uyanık. 

Her ne kadar kabul etmek istemesem de ağlamasının bir numaralı sebebi aç olması gerçekten. Bu zamana kadar iyi idare ettik aslında. 

Çok da düşünmedim ya sütüm yetmezse diye. Biliyorum ki bu işi ne kadar kafaya takarsan o kadar gider bu süt denen.

Nirvilyo' nun 5 aylık hayatında bu süt dalgalanmalarını ara ara yaşadık. Bunun en büyük çaresi sık sık emzirmek, hep emzirmek. Sorun da burada. Büyüdü ya hanımefendi, bakacak o ses nereden geldi, yanından geçen kimdi, masanın üstündeki neydi...vel hasıl hoş geldin meme savaşları!

İşin bir de biberon boyutu var tabi. Bebeniz benimki gibi az ve sık besleniyorsa en azından bir öğün ne yediğinden emin olmak için gece öğününü hiç değilse biberonla veriyorsunuz. Bunu bir kaç öğünde daha yaptın mı haspam alışıyor rahata, emmek zor geliyor. Sonuç: Aç bir Nirvilyo bebesi.

E peki ne yapacağız? Önce içtiğim su miktarını daha da arttırdım. Sağa sola koşturmaktan unutabiliyorum gün içinde.

Sonra yediğim yeşillik miktarını arttırdım.

Gittim Mami Power aldım (maltlı bir emzirme içeceği), her gün bir tane içiyorum. Akşamları da rezeneyi yapıştırdım mı, o süt buraya gelecek arkadaş!

Tabi bir de bol bol emzirmeye çalışıyorum. 

Bakalım bu şekilde başarıya ulaşacak mıyım göreceğiz.




23 Temmuz 2016 Cumartesi

Temiz Beslenme: Tarif 3

Herkese Merhaba,

Bombastik bir tarifle yine karşınızdayım. Bu blog kilo vermem için bir aracı olacaktı lakin ki giderek bir yemek bloğuna dönmeye başladı :))) Olsun, ne yapalım. Ben yine de her pazartesi kilo durumumu paylaşacağım. Hem paylaştığım tarifler de pasta börek değil sonuçta diyerek kendimi avutup tarifime geçiyorum.

Efendim, bu tarifin müptelası olunuyor söylemedi demeyin. Benim gibi yoğurta tatlı karıştırmayı sevmeyenleriniz bile hiç yoğurt tadı almadan gönül rahatlığıyla yiyebilir. Gelelim tarife:

Kavanozda Sürpriz

1 adet mason cam kavanoz alıyoruz. (şu kulplu limonata kavanozları süper oluyor ama yoksa normal kavanoz da olur.

Dibine önce kavanozun 1/4' ü kadar yulaf ezmesi koyuyoruz.

Üzerine iki parmak kalınlığında yoğurt koyuyoruz.

Üzerine bir tatlı kaşığı kadar chia tohumu koyuyoruz. Yoksa eklemeseniz de olur. (Almak isteyenler için ben 5M Migrosta paketini 7 liraya buldum, ama almadan önce onu koymadan da çok güzel oluyordu)

Tarifin bundan sonrası çoktan seçmeli. Yani istediğiniz gibi şekillenebilir, o nedenle ben benim favorimden devam ediyorum.

Üzerine iki küçük muz doğruyoruz.

Onun da üzerine kırık ceviz parçaları koyuyoruz.

Sonra üzerine 2-3 yemek kaşığı keçi boynuzu pekmezi döküyoruz. (Bal ya da normal pekmez de olur. Miktarı tamamen size bağlı.)

Ve en sonunda üzerinden bir çay bardağı sütü hepsinin üzerine boşaltıyoruz.

Kapağını kapatıp iyice çalkalayıp, bir gece buz dolabında beklemeye bırakıyoruz.
Ertesi gün ister sabah kahvaltı niyetine, ister ara öğün, ister öğle yemeğinde afiyetle yiyoruz.

Bir gece bekletmek burada püf nokta, bu şekilde iyice tatlar birbirine giriyor.

Gelelim varyasyonlara:

*Muz-ceviz-pekmez üçlüsü (yukarıda anlattığım benim favorim).

*Şeftali marmelatı-taze şeftali -marmelatın içindeki şeker durumuna göre ek istediğiniz bir tatlandırıcı.

*Evde kalmış herhangi bir reçel ve onun taze meyvesi. Yani mesela çilek reçeli ve taze çilek, böğürtlen gibi kırmızı meyveler. Reçel koyarsanız ek şeker koymazsınız.

Bu tarifi denedikten sonra çürütüp attığım meyvelere gerçekten çok üzüldüm. Bu şekilde çok güzel değerlendirilebilirmiş. Ya da kaynatıp şekersiz marmelat yapabilirsiniz. O zaman da yine böyle bir tarifte kullanılabilir.

Diğer tarifler için güzel geri dönüşler aldım. Bunu da yapan olursa yorumları beklerim.

Haydi rastgele.

*Tarifin detayına inmek isteyenler için kaynak: pinterest - overnight oatmeal

20 Temmuz 2016 Çarşamba

Temiz Beslenme: Tarif 2

Tarif 2: Muzlu Topaçlar

Bu hafta da çikolata yeme isteğime aslanlar gibi direndim. Ve fakat tatlı yeme isteğime karşı aynı direnci pek gösterebildiğim söylenemez. Dolayısıyla madem canım tatlı istiyor, bari sağlıklı bir şeyler yiyeyim diyerek, araştırmalara bu hafta da devam ettim.

Bu tarifim de bir önceki gibi oldukça kolay. İsmi ise tamamen uydurma olup, bana aittir.

Gelelim malzemelere:

*1 su bardağı yulaf ezmesi
*2 büyük boy muz (küçükse 6 adet kullanabilirsiniz
*Çikolata parçaları (isteğe göre)

Yulafla muzları ezerek karıştırıyorsunuz, çikolata parçalarını ekliyorsunuz. İsteğinize göre tarçın, fındık, ceviz vs de koyabilirsiniz.

Hepsini güzelce karıştırıp top haline getiriyoruz ve yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize diziyoruz.

175 derece fırında 15 dakika pişiriyoruz. VE en favori atıştırmalığımız hazır.

Bon appetit.




*Tarif; pinterest aracılığıyla http://www.theburlapbag.com/2012/07/2-ingredient-cookies-plus-the-mix-ins-of-your-choice/  adresinden alınmıştır.

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Gün 7


Bu bloğu açalı sadece 7 gün oldu. Ve bu 7 günde ülkede olmayan kalmadı. Hiçbir şey olmamış gibi yazılarıma devam edebilmeyi isterdim ama bu mümkün değil. Yine de (olanları kanıksamadan) normal hayatımıza devam edebilmeyi akıl sağlığım için zaruri görüyorum.

Motivasyonum bu olanlardan sonra ciddi zarar gördü. Zaten bir geceyi tamamen uykusuz geçirdikten sonra canım hiç hareket etmek istemedi. Öyle özenli kahvaltılar da yapamadım açıkçası. Ama yine de size karşı kendimi borçlu hissettiğimden bırakmadım, devam ettim. (Ha bu başka zaman olsaydı, kesinlikle bırakmıştım, kıymetinizi bilin :p) Öte yandan sizden de çok olumlu geri dönüşler aldım. Hepsi için teşekkür ederim. Yalnız değilmişim, değilmişiz.

Gelelim somut verilere:


7. Günde:



Kilo: 66,7
Sağ Bacak: 62 cm
Sol Bacak: 62 cm
Bel Çevresi: 77 cm
Kalça: 107 cm

Rakamlar umut verici. Bakalım devamı nasıl gelecek.

Aslında buradan daha sık paylaşım yapmayı planlıyorum. Haftada en az 1 tane de sağlıklı atıştırmalık tarifi vereceğim. Siz de bu şekilde elinize geçen tarifleri bir şekilde bana iletirseniz, yayınlamaktan mutluluk duyarım. Her şey ileride bu yandaki yaşlı teyze gibi olmayalım diye :) (altındaki yazı: "Diyetinin nasıl gittiğinden bıkan Charlene, hedef kilosuna ulaşmak için daha ciddi bir adım attı." gibi bir şeyler diyor)

Bugün yeni bir hafta başladı. Her yeni gün yeni umutlar... Ülkede olanlara inat; herkese bol umutlu, bereketli, huzurlu, güneşli bir hafta diliyorum.



13 Temmuz 2016 Çarşamba

Temiz Beslenme Tarif 1


Tarif 1: Yoğurtlu Karışık "Bir Şeyler"


Malum diyetteyiz. Çikolatayı da kestik. Ee aralarda acıkınca ne yapacağız? Sağa sola saldırmayalım diye ufak bir araştırma yaptım ve yoğurt ile bu sıcak günlerde serinletici pek çok şey yapabileceğimi gördüm.

Bu tarifin en güzel tarafı evde ne varsa kullanıyor olmanız. Ne varsa derken mecaz yapmıyorum. Gerçekten ne varsa kullanıyoruz.

Gelelim tarifimize:

*Evdeki bilimum meyveleri küçük küçük doğruyoruz.
Ben 2 tane nektarin doğradım. (Kabuklarını zevkinize göre soyabilirsiniz)

*Evde kalan badem olur, hurma olur, fındık olur, bu gibi çerezimsi şeyleri de bir güzel fazla küçültmeden doğruyoruz.

*Sonra biraz yulaf ezmesi koyuyoruz. Ben yine evde bin yıldır duran yulaflı mısır gevreklerini koydum (Dr. Oetker' in fındıklı ve çikolatalı granola olanından vardı.)

*Tatlı olsun isterseniz içine damla çikolata ekleyebilirsiniz. Kendimi tutamayıp bayramdan kalma bitter çikolataların bir kısmını koyduğum doğrudur. Ama o kadarcık sayılmaz değil mi? Sayılmaz.

*Daha da tatlı olsun derseniz içine bal, pekmez, keçiboynuzu pekmezi ne bileyim Allah ne verdiyse ekleyebilirsiniz.

Bu kadar şeyden sonra son olarak yoğurdumuzu koymayı unutmuyoruz.

Hepsini karıştırıp, bir kaba atıp doğru dondurucuya. Bir kaç saat donduruyoruz ve donduktan sonra soğuk soğuk istediğimiz zaman yiyebiliriz.

Görüntüsünü başlangıçtaki fotoya benzetmek sizin elinizde. Arkadaşım ben goji beriyi evimden eksik etmiyorum diyorsanız bir şey diyemem. Ama bendeki malzemelerle de yemesi oldukça zevkli bir atıştırmalık oldu. Üstelik bebelere de gönül rahatlığıyla verilebilir.

Ne demişler denemesi bedava.

Hadi afiyet olsun.



11 Temmuz 2016 Pazartesi

GÜN 1


Kilo: 67
Sağ Bacak: 63 cm
Sol Bacak: 63 cm
Bel Çevresi: 77 cm
Kalça: 110 cm

Sabaha erken başladım. Bir önceki yazımda belirttiğim hareketleri yaptım ve güzel bir kahvaltı ettim. Gelelim değerlendirmelere:

Yoga güzel, problem yok, hoş bir başlangıç oluyor. Günlerdir ağrıyan sırtım ve boynum için de iyi bir çözüm gibi. Nirvilyo' da hareketlerin bir parçası olmaktan hoşlandı sanırım. Süre tam onun sıkılmaya başlamasıyla bitiyor. Ve fakat diğer verdiğim linkteki hareketler hafif geldi. O nedenle o hareketlere ek olarak biraz daha işi büyüterek aşağıdakileri de yapmaya karar verdim.

Derdimin sadece kilo vermek olmadığını, daha ziyade sıkılaşmak istediğimi önceden belirtmiştim. O nedenle neden sadece bacak hareketleri yapıyorum diye sordum bu sabah kendime ve programa şu karın ve bel hareketleri ile yeni bacak hareketleri de ekledim. Bunları yapmak için İngilizce bilmek gerekmiyor, hareketlerde görseller mevcut. Bugünü başlangıç olarak fasulyeden sayıp yarın iyice bir terleyeceğim bakalım.

Yeme kısmına gelirsek, belirtmek isterim ki bugün HİÇ çikolata ve ekmek yemedim. Dolayısıyla kendimi buradan tebrik ediyorum :) Çikolata haricinde başka herhangi bir abur cubur da yemedim. Baya başarılı gidiyor sayılırım. Bugün farkettiğim bir başka konu ise ne kadar az su içtiğim oldu. Yani içtiğim su miktarını da arttırıyorum yarından tezi yok. Zamanla posiyonları da biraz küçülteceğim, farkettim ki hala iki kişilik yiyorum.

"Temiz beslenmek" ciddi bir ön hazırlık gerektiriyor. Önce evdeki akıl çelicileri yok etmek gerek. Sonrasında da alışverişe çıkıp ciddi bir stok ayarlanmalı. Ben o işi bugün yapabildim. Kahvaltımı her zamanki gibi, ekmeksiz ama çok iyi yaptım. İki yumurta haşladım, 5 ceviz kırdım. Domates, zeytin ve beyaz peynir... Daha ne olsun.

Öğle yemeği biraz gümbürtüye gitti. Bulgur pilavı ve yoğurt, biraz da karpuz. Öncesinde bir küçük armut.

Öğle yemeğindeki plansızlığımı akşam yemeği ile kapattım sayılır balık ve salata ile. Ve yine karpuz. Karpuzu 3 öğün yesem bıkmam. Şekerli biliyorum ama en azından çikolatadan iyi. Yani bu bile benim için iyi bir şey. Tabi belirtmek gerek: bu beslenme ve spor planı tamamen kafamdan. Yani herhangi bir diyetistene yada spor uzmanına vs gitmiş değilim.

Maceranın devamı yarın. Bu motivasyonla ben Ay'a bile giderim.







 

10 Temmuz 2016 Pazar

Başlangıç 2: Acı Gerçekler

Dedim ya kendime zaman tanıdım diye; işte o zaman bu gece bitiyor. Tam 4 aydır, ne istedimse yedim içtim. Artık bir yerden başlamam gerek, ve o yer burası. Hani derler ya anne iyiyse bebek de iyidir diye, çok doğru. O yüzden bu blogda bebeğim için yaptıklarımı değil kendi yolculuğumu anlatıyorum. Bakalım bu yolculuk beni nereye götürecek.

Başlamadan önce bir kaç bilgi paylaşmak istiyorum ki ben yandım başkaları yanmasın :)

Acı gerçek 1:
Emzirince gitmiyor! Ne gitmiyor? Kilolar. Zaten hamileyken de o kadar kilo almamlıydınız, almamalıydım. Ama o Nutella da kavanozunda pek güzel duruyordu.

Acı gerçek 2:
Emziriyorsunuz diye her istediğinizi yiyemezsiniz. Yememelisiniz. Vicdanınız burada bağırıyor: hamileyken de her istediğinizi yememeliydin!iz.

55 kilo olarak başladığım bu bebek olayında 67 kilo olarak oturuyorum bilgisayarın karşısında şu anda.

Acı gerçek 3: 
Bebeniz 10 kilo doğmuyor. Yani hamileyken aldığınız o kiloların hepsi size yerleşti. Veremiyorsanız içselleştirin. Sahiplenin. Koruyun kollayın sevin onları. Amaa bir yere kadar.

Acı gerçek 4:
Tatlılar, şerbetli şeyler, hamurlu yiyecekler SÜT yapMIyor. Süt için ot yiyeceksiniz arkadaşlar. Oh süt olsun diye götürdünüz o tatlılara geçmiş olsun.

Sonuç olarak BEN, bebesi 4. ayını yeni bitirmiş bir Nirvilyo Annesi olarak, doğal beslenerek ve spor ile başladığım kiloma dönebilmek için 30 günlük bir programa başladığımı bildirmekten gurur duyarım. Bu programda amacım evet kilo vermek, ama aynı zamanda bacaklarımı ve basen bölgemi de inceltmek.

Bunun için spor olarak:
Her sabah önce şu linkteki yogayı yapacağım https://www.youtube.com/watch?v=66bNLmdvsYM .
Bu bebeleri de alıp yapabileceğiniz hafif bir yoga programı.

Sonrasında da programı şu broşürdeki hareketler ile devam ettireceğim https://s-media-cache-ak0.pinimg.com/564x/be/96/21/be9621aeb50e4a46624af46c17653b11.jpg (Linki açmakta zorlananlar için küçük bir ön izleme de yanda bulunuyor.)

Bu özellikle baldırların iç kısımlarını sıkılaştırmaya yarayan bir program. Hareketlerin nasıl olduğunu bu linkten görebilirsiniz: http://www.dailyfithit.com/body_challenge/30-day-thigh-slimming-challenge

Beslenme olarak:
Öncelikle bugün son kez evde kalan abur cubur ne varsa bitirdim. Tüm çikolataları yedim ve rahatladım.

Yarın sabah ekmeksiz, bol yeşillikli ve cevizli bir kahvaltı yapacağım. Temel olarak ekmeği tamamen kesip, dengeli ev yemeği yiyeceğim. Yani öğlen sebze yediysem, akşam et ve salata yiyeceğim gibi. Aralarda acıkmamaya çalışacağım ama bu çok zor emzirdiğim için biliyorum, o yüzden acıkırsam da yine sağlıklı bir şeyler atıştırabilirim.

Programın detaylarını sonraki postlarda paylaşacağım ve sonucunu buradan hep birlikte göreceğiz. Şimdilik 30 günlük bir kayıt tutmayı planladım ama sonuca göre uzatabilirim. Bakalım zamanla göreceğiz.

Bana eşlik etmeye hazır mısınız?



Not: Burada belirtilenlerin hepsi kendi şahsi görüşümdür, hiç bir tıbbi bilgi içermez. Sorumluluk tamamen uygulayana aittir. Kilo, beslenme ve sağlık ile ilgili her türlü şey için mutlaka ilgili doktorlara danışın.

Başlangıç 1: Big Bang


Başlangıç

Dünya gaz ve toz bulutuydu, derken bir Nirvilyo dünyaya geldi ve her şey değişti...

Hayatımı Nirvilyo' dan önce ve sonra olmak üzere ikiye ayırıyorum. Nirvilyo' dan önce ben ben değilmişim. Meğer bilmediğim görmediğim ne çok şey varmış. Anlayamadığım ne çok şey varmış.

Nirvilyo ile birlikte bir Anne doğdu. Ve o anne kendi ile yeniden tanıştı. Baktı olmadı aldı kendisini karşısına konuştu, anlaştı. Önce kendisine zaman vermeye karar verdi. 4 ay geçti ve zamanı geldi artık her şeye baştan başlamanın.

Bu blogda da kendime olan bu yolculuğuma ziyaretçi olacaksınız. İyi seyirler.